Türk Medeni Kanunu'nun 396. ve devamı maddeleri uyarınca, vesayet altına alma işlemi, belirli durumlar dışında özerklikleri sınırlı olan bireyler için uygulanır. Velayet altında olmayan küçükler veya belirli sağlık ve davranış problemleri nedeniyle kendi iyiliklerini sağlayamayacak durumda olan yetişkinler, mahkeme kararıyla vesayet altına alınabilir. Bu durumlar, kişilerin hukuki işlemlerini güvenli bir şekilde yürütebilmeleri için gerekli olan vasilerin atanmasını içerir.
Vesayeti Gerektiren Durumlar
1. Velayet Altında Olmayan Küçükler: Bu durum, ebeveynlerin vefatı gibi nedenlerle velayet altında olmayan küçüklerin korunması amacıyla uygulanır.
2. Akıl Hastalığı veya Zayıflığı: Kişinin akıl sağlığı ile ilgili ciddi problemler yaşaması, vesayet altına alınması için yeterli bir sebep olabilir. Bu tür durumlar, detaylı tıbbi değerlendirmeler ve resmi sağlık raporları ile desteklenmelidir.
3. Savurganlık ve Bağımlılık: Alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, savurganlık veya kötü yaşam tarzı gibi nedenlerle mal varlığını tehlikeye atan bireyler için vesayet kararı verilebilir.
4. Hüküm Giyme: Cezai hüküm giymiş ve özgürlüğü kısıtlanmış kişiler, vesayet altına alınabilir.
5. Kişinin Kendi İsteğiyle Vesayet: Yaşlılık, sakatlık veya ciddi hastalıklar gibi nedenlerle kişi kendi isteğiyle vesayet altına alınabilir. Bu, kişinin kendi iyiliği için adım attığı bir süreçtir.
Vasi Tayini Davasının Özellikleri
- Vasi tayini davası, belirtilen durumların varlığında, ilgili kişinin korunması ve hukuki işlemlerinin güvenli bir şekilde yürütülmesi için açılır.
- Davalar, ilgili kişinin ihtiyaçları ve durumlarına göre özelleştirilir ve mahkeme, her vaka için ayrı ayrı değerlendirme yapar.
- Vasi atama süreci, vesayet altına alınacak kişinin yararına olacak şekilde yönetilir ve bu süreçte mahkeme, aile bireyleri ve sağlık uzmanlarının görüşlerini dikkate alır.
Vasi tayini davaları, kişilerin korunması ve haklarının güven altında tutulması amacıyla önemlidir. Bu tür davalarda mahkemeler, kişilerin sağlık, güvenlik ve refahını gözeten kararlar vermek için detaylı incelemeler yapar. Bu süreçlerde, kişinin haklarını korumak ve en uygun kararların alınmasını sağlamak için hukuki destek almak önemlidir.
Kimler Vasi Olabilir ve Kimler Olamaz?
Vasi Olabilme Şartları
Vasi tayini sürecinde, gerçek kişiler arasından belirli kriterleri sağlayanlar mahkeme tarafından vasi olarak atanabilir. Atanacak kişinin reşit ve kısıtlı olmaması esastır. Ayrıca, bu görevi yürütebilecek mental ve fiziksel yetkinliklere sahip olması beklenir. Öncelikle, vesayet altına alınan kişinin eşi veya yakın akrabaları arasından birisi vasi olarak atanabilir. Ancak, kanunlar veya vesayet altına alınan kişinin tercihi doğrultusunda başka bir kişi de vasi olarak belirlenebilir.
Vasi Olamayacak Kişiler
- Kısıtlılar: Mahkeme tarafından kısıtlı ilan edilmiş kişiler vasi olarak atanamazlar.
- Kamu Hizmetinden Yasaklılar ve Haysiyetsiz Hayat Sürenler: Toplumda kabul edilebilir ahlaki değerlere uygun olmayan yaşam sürenler veya kamu hizmetlerinden men edilmiş olanlar vasi olamazlar.
- Menfaat Çatışması Olanlar: Vasi olarak atanacak kişinin, vesayet altına alınacak kişi ile önemli menfaat çatışmaları olan veya aralarında açık düşmanlık bulunanlar bu göreve getirilemezler.
- Vesayet Daireleri Hakimleri: İlgili vesayet davalarına bakan hakimler, tarafsızlık ilkesi gereğince vasi olarak atanamazlar.
Vasi Tayinine İtiraz Edilmesi
Vasi olarak atanan bir kişiye karşı, kararın tebliğ edildiği tarihten itibaren 10 gün içinde itiraz edilebilir. Bu itiraz, vasi atamasını yapan Sulh Hukuk Mahkemesine yapılmalıdır. Mahkeme, itirazı yerinde bulursa vasi atamasını iptal edebilir veya değiştirebilir. İtirazın reddedilmesi durumunda, mahkeme kararı ve detaylar Asliye Hukuk Mahkemesine taşınır ve nihai karar oradan verilir. Bu süreç, vesayet altına alınan kişinin haklarının korunması ve vasi atamasının adil bir şekilde gerçekleştirilmesini sağlamak amacıyla önemlidir.
Vesayet Davası veya Vasi Tayini Davası Hangi Mahkemede Görülür?
Vesayet davaları, yani vasi tayini işlemleri, vesayet altına alınacak kişinin bulunduğu yerdeki sulh hukuk mahkemelerinde görülür. Sulh hukuk mahkemeleri vesayet makamı olarak işlev görür ve vesayet işlemleri bu mahkemeler tarafından gerçekleştirilir. Denetim makamı ise asliye hukuk mahkemeleridir. Bu mahkemeler, sulh hukuk mahkemesinin kararlarını denetleme yetkisine sahiptir.
Noterler Vasi Tayin Edebilir mi?
Noterlerin vasi tayin etme yetkisi bulunmamaktadır. Vasi tayini, yalnızca mahkeme kararıyla mümkündür ve vesayet altına alınacak kişinin durumuna ve ihtiyacına göre sulh hukuk mahkemesi tarafından yapılır.
Vasilik Görevi Ne Zaman Sona Erer?
Vasilik görevi, genellikle kanunla belirlenen iki yıllık süre sonunda sona erer. Ancak, vesayet altındaki kişinin menfaatleri göz önünde bulundurularak bu süre, mahkeme kararıyla iki yıl daha uzatılabilir. Mahkeme, gerekli gördüğü durumlarda bu süreyi yeniden ve iki yıldan az olmamak üzere uzatabilir.
Kimler Vasilikten Kaçınabilir?
Vasilikten kaçınma hakkı, belirli koşulları taşıyan kişilere Medeni Kanun'un 417. maddesi uyarınca tanınmıştır. Bu koşullar arasında yaş, sağlık durumu, aile yükümlülükleri ve mesleki pozisyonlar bulunmaktadır. Örneğin, altmış yaşını doldurmuş olanlar, bedensel engelleri veya sürekli hastalıkları nedeniyle bu görevi güçlükle yapacak olanlar, dörtten fazla çocuğa velayet sahibi olanlar, zaten üzerinde vasilik görevi bulunanlar, yüksek devlet memurları ve hukuk mesleği mensupları vasilik görevinden kaçınma hakkını kullanabilirler. Bu kişiler, vasi olarak atanmaları halinde, atandıklarını öğrendikten sonraki 10 gün içinde vesayet makamına kaçınma haklarını kullanacaklarını bildirebilirler.