Türk hukuk sisteminde, alacak ve hakların korunması amacıyla farklı geçici koruma yöntemleri bulunmaktadır. Bu yöntemlerden ikisi ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbirdir; her ikisi de yakın ilişkili olmakla birlikte temelde farklılıklar içerir. İhtiyati tedbir, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda düzenlenirken; ihtiyati haciz, İcra ve İflas Kanunu kapsamında ele alınır. Bu iki kavram arasındaki farklara değinmeden önce, özellikle ihtiyati hacizin ne olduğu üzerinde durmak gerekmektedir.
İhtiyati Haciz Nedir?
İhtiyati haciz, bir alacak veya hak talebinin korunması amacıyla, borçlunun mal varlığı üzerine mahkeme kararı ile geçici bir kısıtlama getirilmesi işlemidir. Genellikle dava sonuçlanıncaya kadar alacaklının zarar görmesinin önlenmesi için uygulanır. İhtiyati hacizle borçlunun belirli malları üzerindeki tasarruf yetkisi kısıtlanır; bu mallar satılamaz veya başkasına devredilemez.
İhtiyati Haciz ve İhtiyati Tedbir Arasındaki Farklar
İhtiyati haciz, özellikle para alacaklarının güvence altına alınması amacıyla tasarlanmıştır ve İcra ve İflas Kanunu'nda düzenlenmiştir. İhtiyati tedbir ise daha geniş bir yelpazede, hukuki ilişkileri düzenleyen bir koruma mekanizması olarak Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda yer alır.
İhtiyati hacizin uygulanabilirliği, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş para alacaklarına ilişkindir. Bu özellik, İcra ve İflas Kanunu içerisinde ihtiyati hacizin koruyucu etkisinin yalnızca para alacaklarıyla sınırlı olduğunu gösterir. Bu, ihtiyati hacizin en belirgin ve ayırt edici özelliğidir. Ayrıca, ihtiyati haciz ancak rehinle temin edilmemiş alacaklar için mümkündür ve genellikle vadesi gelmiş alacaklar için uygulanır, ancak bu kural kesin değildir.
İhtiyati Hacizin Tanımı
İcra ve İflas Kanunu'nun 257. maddesi temel alındığında, ihtiyati haciz; para alacaklarına ilişkin mevcut veya gelecekteki takip işlemlerinin sonuçlarının güvence altına alınması için, mahkeme kararıyla borçlunun malvarlığına geçici olarak el konulması işlemi olarak tanımlanabilir.
Sonuç olarak, ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir arasındaki temel farklar; uygulama alanları, düzenlendiği kanunlar ve koruma amacı gibi unsurlarda yatmaktadır. İhtiyati haciz, daha spesifik bir koruma yöntemi olarak, özellikle para alacaklarının güvencesi için önemli bir araçtır.
İhtiyati Haciz ve İhtiyati Tedbirin Karşılaştırılması
Türk hukuk sistemi içinde, alacak ve hakların korunması için çeşitli geçici koruma yöntemleri mevcuttur. Bu yöntemlerden ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir, belirli durumlar için uygulanan özel koruma mekanizmalarıdır. Yargıtay'ın 11. Hukuk Dairesi'nin yakın tarihli bir kararında belirtildiği üzere, ihtiyati haciz, ihtiyati tedbirin özel bir türü olarak kabul edilir ve İcra ve İflas Kanunu'nun 257. maddesi temelinde talep edilir. Bu iki koruma yöntemi arasındaki temel farkları şu şekilde sıralayabiliriz:
1. Kapsam Farkı: İhtiyati haciz, yalnızca para alacaklarına yönelik bir koruma sağlarken, ihtiyati tedbir herhangi bir sınırlama olmaksızın daha geniş bir yelpazede uygulanabilir.
2. Düzenlemenin Niteliği: İhtiyati haciz, daha özelleşmiş bir düzenleme olup, özellikle para alacağının güvencesi için tasarlanmıştır. İhtiyati tedbir ise genel bir önleyici koruma mekanizmasıdır.
3. Koruma Amacı: İhtiyati haciz, alacaklının para alacağını güvence altına alır. Buna karşın, ihtiyati tedbir önleyici bir koruma sağlayarak, tedbir konu malın aynen iadesini amaçlar.
4. Sonuçlar: İhtiyati haciz uygulamasında, alacaklı lehine bir karar çıkması halinde, haczedilen mal satışa çıkarılır ve elde edilen gelir alacaklıya ödenir. İhtiyati tedbirde ise, tedbir konu olan malın sahibine iadesi gerekir.
5. İspat Yükü: İhtiyati haciz kararının verilebilmesi için alacaklının, alacağının tehlikeye girdiğini ispat etmesi gerekmez. Yeterli şartların varlığı, karar için yeterlidir.
Bu farklılıklar, ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbirin hukuk sistemimizde farklı ihtiyaç ve durumlar için nasıl tasarlandığını göstermektedir. İhtiyati haciz, özellikle para alacaklarının korunmasına yönelikken, ihtiyati tedbir daha geniş bir koruma alanı sunar ve önleyici bir nitelik taşır. Her iki mekanizma da alacak ve hak sahiplerine dava süreçleri boyunca güvence sağlamak amacıyla önemli araçlardır.
İhtiyati Haciz Uygulamasının Şartları ve İstisnai Durumlar
İhtiyati haciz, İcra ve İflas Kanunu'nun 257. maddesi kapsamında düzenlenmiş, alacakların korunması amacıyla tasarlanmış bir hukuki mekanizmadır. İhtiyati hacizin uygulanabilmesi için belirlenen temel şartlar aşağıda sıralanmıştır:
1. Para Alacağının Varlığı: İhtiyati haciz talebinde bulunulabilmesi için, alacaklının geçerli bir para alacağının olması gerekmektedir.
2. Rehinle Temin Edilmemiş Borç: Talep edilen para borcunun herhangi bir rehinle temin edilmemiş olması zorunludur.
3. Alacağın Vadesinin Gelmiş Olması: Genel kural olarak, ihtiyati haciz için alacağın vadesinin gelmiş olması gerekir, ancak bu kuralın istisnaları vardır.
4. Mahkemeye Teminat Yatırılması: Alacaklının, ihtiyati haciz talebi ile birlikte mahkemeye teminat yatırması şarttır.
Vadesi Gelmemiş Alacaklar İçin İhtiyati Haciz
İcra ve İflas Kanunu'nun 257. maddenin genel kuralına göre, ihtiyati haciz için alacağın vadesinin gelmiş olması gerekse de, aynı maddenin ikinci fıkrasında belirtilen istisnai durumlar bu kuralın dışında tutulmuştur. Buna göre, vadesi gelmemiş alacaklar için ihtiyati haciz yapılabilmesinin mümkün olduğu durumlar şunlardır:
1. Borçlunun Belirli Bir İkametgâhının Olmaması: Borçlunun sabit bir ikametgâhının bulunmaması durumunda,
2. Mallarını Gizleme veya Kaçırma Hazırlığı: Borçlunun, borç yükümlülüklerinden kaçınmak amacıyla mallarını gizleme, kaçırma veya kendisinin kaçma hazırlığı içinde olması ya da alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunması.
Vade ve Muacceliyet Kavramları
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 27.12.2017 tarihli kararında, vade ve muacceliyetin farklı kavramlar olduğu vurgulanmış ve muaccel olmayan bir alacak için ihtiyati haciz kararının verilemeyeceğine karar verilmiştir. Bu ayrım, özellikle banka teminat mektubu gibi alacaklar için ihtiyati hacizin uygulanabilirliği açısından önem taşır.
Sonuç olarak, İcra ve İflas Kanunu'nun sağladığı ihtiyati haciz mekanizması, alacakların korunması ve alacaklının haklarının güvence altına alınması için önemli bir araçtır. Ancak, bu mekanizmanın kullanılabilmesi için belirli şartların ve istisnai durumların dikkate alınması gerekmektedir.
İhtiyati Haciz Kararının Özellikleri ve İlgili Mahkemeler
İhtiyati haciz kararı, alacaklının talebi üzerine mahkeme tarafından verilen ve borçlunun mal varlığı üzerinde geçici bir kısıtlama getiren bir karardır. Bu süreç, dava sürecinden farklı olarak, daha basit bir yargılama usulüne tabidir ve hukuk yargılamalarında aranan tam ispat kuralı burada geçerli değildir. İhtiyati haciz yargılamasının bazı özellikleri ve ilgili mahkemeler aşağıda detaylandırılmıştır.
İhtiyati Haciz Yargılamasının Özellikleri
1. Mahkemenin Dinleme Serbestisi: İcra ve İflas Kanunu'nun 258/2. maddesi, mahkemenin ihtiyati haciz talebi üzerine tarafları dinleme konusunda serbest olduğunu belirtir. Bu, ihtiyati haciz yargılamasını diğer hukuk yargılamalarından ayırır.
2. Yaklaşık İspat Kuralı: Alacaklının, alacağının varlığını ve gerekirse haciz sebeplerini mahkemeye kanaat getirecek delillerle göstermesi gerekir. Bu durum, ihtiyati haciz kararlarında tam ispat kuralının aranmadığını gösterir.
3. Basit Yargılama Usulü: İhtiyati haciz yargılaması, daha basit bir yargılama usulüne tabidir, bu da sürecin daha hızlı ve pratik bir şekilde işlemesini sağlar.
İhtiyati Haciz İçin Yetkili ve Görevli Mahkemeler
- Yetkili Mahkeme: İhtiyati haciz kararını vermeye yetkili mahkeme, İcra ve İflas Kanunu'nun 258. maddesi ile 50. maddeye yapılan göndermeyle belirlenir. Genel yetki kurallarına göre, yetkili mahkeme asliye hukuk mahkemesi ya da ticari davalar için asliye ticaret mahkemesidir.
- Görevli Mahkeme: Genel olarak, ihtiyati haciz işlemleri için asliye hukuk mahkemeleri görevlidir. Ticari davalar bakımından ise asliye ticaret mahkemeleri görevlidir. Kira alacakları için sulh hukuk mahkemeleri görevli olabilir.
- Dava Açıldıktan Sonra İhtiyati Haciz: Eğer ihtiyati haciz talebi, bir davanın açılmasından sonra yapılırsa, görevli mahkeme o davanın görüldüğü mahkeme olur. Bu durum, özel mahkemeleri (iş mahkemeleri, aile mahkemeleri gibi) de kapsayabilir.
İstisnalar ve Uygulamada Dikkate Alınması Gerekenler
- Faturaya dayalı alacaklar için genellikle ihtiyati haciz kararı verilmez, ancak taraflar arasında bir fatura mutabakatı varsa, bu tür alacaklar için de ihtiyati haciz kararı verilebilir.
- İhtiyati haciz kararları, yargılamayı gerektirir nitelikteki alacaklar için nadiren verilir. Ancak, Yargıtay iş kazaları gibi özel durumlarda ihtiyati haciz kararının verilebileceğine dair istisnai kararlar almıştır.
İhtiyati haciz kararı, alacakların korunması amacıyla önemli bir araçtır ve alacaklının mal varlığı üzerinde geçici bir kısıtlama getirerek, alacağın tahsilatını güvence altına alır. Bu süreç, özel hukuki prosedürleri ve ilgili mahkemeleri gerektirir.
İhtiyati Haciz Sürecinde Teminat ve Karar İçeriği
İhtiyati haciz, alacaklıların haklarını koruma altına almak amacıyla, borçlunun mal varlığı üzerine mahkeme kararı ile getirilen geçici bir kısıtlamadır. Bu sürecin önemli bir parçası olan teminat yatırma zorunluluğu ve kararın içeriği, İcra ve İflas Kanunu ile detaylı bir şekilde düzenlenmiştir.
İhtiyati Hacizde Teminat Yatırma
- Teminatın Önemi: İhtiyati haciz talebinde bulunan alacaklının, mahkemeye teminat yatırması gerekmektedir. Bu, İcra ve İflas Kanunu'nun 259. maddesi ile belirlenen bir şarttır ve haciz işlemi sırasında borçlu ya da üçüncü şahısların uğrayabileceği zararlara karşı bir güvence oluşturur.
- Teminat Oranı: Kanun, teminat miktarını açıkça belirtmemiş olup, uygulamada genellikle alacak tutarının %15'i kadar teminat yatırılması yönünde bir yaklaşım benimsenmiştir. Ancak, mahkeme bu oranı duruma göre daha yüksek belirleyebilir.
- İlam Mahiyetindeki Alacaklar: Alacağın bir ilama dayanması durumunda teminat aranmaz. İlam mahiyetinde bir belgeye dayanan alacaklar için teminatın gerekli olup olmadığı ise mahkemenin takdirine bırakılmıştır.
İhtiyati Haciz Kararının İçeriği
İhtiyati haciz kararında yer alması gereken esaslar, İcra ve İflas Kanunu'nun 260. maddesi ile açıkça ifade edilmiştir. Bu hususlar şunlardır:
1. Alacaklı ve gerekirse temsilcisinin, borçlunun adı, soyadı ve ikametgâhı,
2. Haciz talebinin dayandığı belgeler ve alacak miktarı,
3. Haciz konulmasının sebebi,
4. Haciz konulan mal veya haklar,
5. Alacaklının zararın tazmininden sorumlu olduğu ve teminatın nelerden ibaret olduğu.
Yargıtay, bu unsurların kararlarda eksiksiz yer almasını gerektirir ve eksiklikler nedeniyle kararların bozulabileceğini vurgular. Yargıtay 23. Hukuk Dairesi'nin bir kararında, ihtiyati haciz kararlarının yeterince gerekçelendirilmediği ve kanunun gerekli unsurlarını taşımadığı için bozulması gerektiğine hükmetmiştir.
Bu düzenlemeler, ihtiyati haciz sürecinin adil ve denetlenebilir olmasını sağlamak, aynı zamanda borçlunun ve üçüncü şahısların korunmasına katkıda bulunmak amacıyla önemlidir. İhtiyati haciz, alacaklılar için etkili bir koruma aracı olmakla birlikte, sürecin adil bir şekilde yönetilmesi ve tüm tarafların haklarının gözetilmesi gerekmektedir.
İhtiyati Haciz Kararının İcrası ve İlgili Süreçler
İhtiyati haciz, alacaklının haklarını korumak amacıyla borçlunun mal varlığı üzerinde geçici bir kısıtlama getirilmesi işlemidir. Alacaklı, ihtiyati haciz kararının alınmasının ardından, kararın uygulanması için belirli bir süre içerisinde yetkili icra dairesine başvurmalıdır. İşte bu sürece ve ilgili hükümlere dair önemli noktalar:
İhtiyati Haciz Kararının İcrası
- Yetkili İcra Dairesi: İhtiyati haciz kararını uygulayacak icra dairesi, İcra ve İflas Kanunu'nun 261/1. Maddesi'ne göre, kararı veren mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki icra dairesidir.
- Başvuru Süresi: Alacaklı, ihtiyati haciz kararının verilmesinden itibaren 10 gün içinde ilgili icra dairesine başvuruda bulunmalıdır. Eğer alacaklı bu süre içinde başvuru yapmazsa, ihtiyati haciz kararı otomatik olarak kalkar.
Taşınır Malların Teminat Karşılığında Borçluya Bırakılması
- İcra ve İflas Kanunu'nun 263. Maddesi, haczedilmiş taşınır malların teminat karşılığında borçluya bırakılmasına imkan tanır. Bu düzenleme, alacaklı için bir güvence oluştururken, borçlunun da mal varlığını korumasına olanak sağlar. Teminat, borç ve masraf tutarını geçemeyecek şekilde belirlenir.
İhtiyati Haciz Kararlarının İcrası
- İhtiyati haciz kararlarının icrası, İcra ve İflas Kanunu'nun 79'dan 99'a kadar olan maddelerinde belirtilen hükümlere göre yapılır. Bu hükümler, haciz işleminin nasıl gerçekleştirileceğine dair detayları içerir.
İnfaz İle İlgili Şikayetler
- İhtiyati haczin infazıyla ilgili şikayetler, İcra ve İflas Kanunu'nun 261. maddesinin son fıkrası uyarınca, infazı yapan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesine yapılır. Bu düzenleme, sürecin denetlenebilirliğini ve tarafların haklarının korunmasını sağlamayı amaçlar.
İhtiyati haciz süreci, alacaklılar için önemli bir koruma mekanizması oluştururken, sürecin usulüne uygun işletilmesi ve belirlenen süreler içinde gerekli adımların atılması büyük önem taşır. Bu süreçler ve ilgili hükümler, alacaklının haklarının etkin bir şekilde korunmasını sağlamakla kalmaz, aynı zamanda borçlunun da haksız yere mağdur olmamasını amaçlar.
İhtiyati Haciz Kararının Etkileri ve Teminat Karşılığı Kaldırılması
İhtiyati haciz, alacaklılar için önemli bir koruma mekanizmasıdır; ancak bu koruma kesin bir etki yaratmaz. Özellikle, ihtiyati haciz alacaklının malı satma hakkı vermez, bunun yerine alacaklının alacağını tahsil etme sürecinde bir güvence olarak işlev görür. İhtiyati hacizle ilgili önemli noktalar ve bu kararın kaldırılması süreci aşağıda açıklanmıştır.
İhtiyati Haciz Kararının Etkisi
- Satış Hakkı Yoktur: İhtiyati haciz, alacaklının haczedilen mal üzerinde satış hakkı kazanmasını sağlamaz. Bu, ihtiyati haczin temel bir özelliğidir ve alacaklının hacizli malı satma yetkisi olmadığını ifade eder.
- Kesinleştirme Süreci: İhtiyati haciz kararının alınmasının ardından, alacaklının haczi kesinleştirmek için icra takibine başlaması veya dava açması gerekir. Bu adımlar, alacaklının alacağının tahsil edilmesine yöneliktir.
- İştirak Müessesi: İhtiyati hacizle ilgili olarak İcra ve İflas Kanunu'nun 268. maddesi, ihtiyati hacizde iştirak müessesi düzenlemiştir. Bu düzenleme, ihtiyati hacizle haczedilen malın, başka bir alacaklı tarafından haczedilmesi durumunda, ihtiyati haciz sahibi alacaklının, belirli şartlar çerçevesinde hacze katılabilmesini sağlar.
- Rüçhan Hakkı Yoktur: İhtiyati haciz, rüçhanlı bir haciz olmadığından, ihtiyati haciz alacaklının diğer alacaklılara göre öncelik hakkı bulunmaz. Bu, ihtiyati haczin diğer haciz türlerine göre farklı bir konumda olduğunu gösterir.
İhtiyati Haczin Teminat Karşılığı Kaldırılması
- Teminat Gösterilerek Kaldırma: Borçlu, İcra ve İflas Kanunu'nun 266. maddesi gereğince, belirli şartlar altında ihtiyati haczin kaldırılmasını talep edebilir. Bu, para, kabul edilebilir rehin, esham, tahvilat, taşınmaz rehin veya güvenilir bir banka garantisi gibi teminatların gösterilmesiyle mümkündür.
- Başvuru Mercii: İhtiyati haciz kararının kaldırılması için, icra takibinden önce kararı veren mahkemeye, takip başlatıldıktan sonra ise icra mahkemesine başvurulmalıdır. Bu süreç, borçluya haczedilen mal varlığı üzerindeki kısıtlamaların kaldırılması için bir yol sunar.
İhtiyati haciz ve bu kararın kaldırılması süreçleri, borçlu ve alacaklı arasındaki hukuki ilişkilerde önemli bir rol oynar. Bu süreçler, alacaklıların haklarını korurken, borçlulara da belirli teminatlar karşılığında mal varlıklarını geri alma imkanı tanır.
İhtiyati Haciz Kararına İtiraz Süreci ve İtirazın Kaldırılması
İhtiyati haciz kararlarına karşı itiraz etme hakkı, borçlulara ve bazı durumlarda üçüncü kişilere, bu kararlardan kaynaklanabilecek olası hak kayıplarını önleme amacıyla tanınmıştır. İtiraz süreci, ihtiyati haciz uygulamasının önemli bir parçasını oluşturur ve İcra ve İflas Kanunu'nun 265. maddesi ile düzenlenmiştir.
İtiraz Hakkı ve Süresi
- İtiraz Hakkı: Borçlu, kendisi hakkında yapılan ihtiyati haciz işlemlerine karşı, ihtiyati hacizin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata ilişkin itirazda bulunabilir. İtiraz, borçlunun yokluğunda verilmiş kararlara yönelik olabilir.
- İtiraz Süresi: İtiraz süresi 7 gündür. Bu süre, eğer haciz borçlunun huzurunda yapıldıysa haciz tarihinden, yokluğunda yapıldıysa haciz tutanağının borçluya tebliğ edildiği tarihten itibaren başlar.
İtiraz Sebepleri
Borçlunun ihtiyati haciz kararına itiraz edebileceği sebepler sınırlı ve belirlidir:
1. Alacağın Vadesi: Kanunun belirlediği esaslara aykırı olarak vadesi gelmemiş bir alacağa ilişkin ihtiyati haciz kararı verilmişse,
2. Rehinle Temin Edilmiş Alacak: Alacağın rehinle temin edilmiş olması,
3. Teminat Eksikliği: Alacaklının gerekli teminatı göstermemesi veya eksik göstermesi,
4. Mahkemenin Yetkisizliği: İhtiyati haciz kararının yetkisiz bir mahkeme tarafından verilmiş olması.
İtiraz Süreci
- Üçüncü Kişilerin İtirazı: Menfaati ihlal edilen üçüncü kişiler de ihtiyati haczin dayandığı sebeplere veya teminata itiraz edebilir, ancak mahkemenin yetkisine itiraz edemezler. İtiraz süresi, ihtiyati haczi öğrendikleri tarihten itibaren yedi gündür.
- İtiraz Dilekçesi ve Belgeler: İtiraz edenin, dilekçesinde başvurduğu tüm belgeleri göstermesi gerekmektedir.
- Duruşmalı İnceleme: Mahkeme, itiraz üzerine duruşma açarak inceleme yapmalıdır. Tarafların duruşmaya katılmaması durumunda, mahkeme evrak üzerinden karar verebilir.
İtiraz Sonrası Süreç
- İstinaf Yolu: İtiraz üzerine verilen kararlara, Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge Adliye Mahkemesinin kararları kesindir.
- İcra İşleminin Durmaması: İstinaf başvurusu, haciz işleminin icrasını durdurmaz.
İtiraz süreci, borçluların ve üçüncü kişilerin haklarını korumak için önemli bir mekanizma sunar. Bu süreç, ihtiyati haciz uygulamasının adil ve hakkaniyete uygun yürütülmesini sağlamak amacıyla tasarlanmıştır.
İhtiyati Haciz Kararının Kesinleşmesi ve İlgili Yükümlülükler
İhtiyati haciz, alacaklının alacağının güvence altına alınmasını sağlayan önemli bir hukuki araçtır. Bu sürecin etkin bir şekilde işlemesi için, ihtiyati haciz kararının alınmasından sonra alacaklının belirli adımları atması gerekmektedir. İhtiyati haciz kararının kesinleşmesi ve bu sürecin ilerleyişi, İcra ve İflas Kanunu'nun belirlediği çerçevede gerçekleşir.
Dava Açılmadan veya İcra Takibi Başlatılmadan Önce İhtiyati Haciz
- 7 Gün İçinde Harekete Geçme: Alacaklı, ihtiyati haciz tatbik edildikten sonra 7 gün içinde ya dava açmalı ya da icra ya da iflas takibi başlatmalıdır. Aksi takdirde, ihtiyati haciz hükümsüz hale gelir.
- İcra Takibinde Ödeme Emrine İtiraz: Borçlu, ödeme emrine 7 gün içinde itiraz ederse, alacaklı itirazın iptali için hukuki yollara başvurmalıdır. İtirazın iptali ya da itirazın kaldırılması için alacaklının 7 gün içinde harekete geçmesi gerekmektedir.
Dava veya Takipten Sonra Konulmuş İhtiyati Hacizler
- Yeni İcra Takibi Gerekliliği: Eğer ihtiyati haciz, dava açıldıktan veya icra takibi başlatıldıktan sonra konulmuşsa, alacaklının yeni bir icra takibi başlatması gerekmez.
- Borçlunun İtirazı: Borçlu, ödeme emrine itiraz ederse, alacaklının yukarıda belirtilen süreçlere göre hareket etmesi gerekir.
Genel Yükümlülükler ve Sonuçlar
- 1 Ay İçinde İlamlı Takip: Dava sonuçlandığında, alacaklı mahkeme kararının tebliğinden itibaren 1 ay içinde ilamlı takip başlatmak zorundadır.
- Müddetlerin Geçirilmesi: Alacaklı, belirtilen süreleri geçirirse, takip talebinden vazgeçerse, takip talebi kanuni sürelerin geçmesiyle düşerse, dava dosyası işlemden kaldırılır ve 1 ay içinde yenilenmezse veya dava sonucunda haksız çıkarsa, ihtiyati haciz hükümsüz kalır.
İhtiyati haciz süreci, alacaklının alacağını tahsil etme amacıyla kullanabileceği etkili bir araçtır; ancak bu sürecin başarılı olabilmesi için alacaklının İcra ve İflas Kanunu tarafından belirlenen süreler ve prosedürlere uygun şekilde hareket etmesi gerekmektedir. Alacaklının bu yükümlülükleri yerine getirmemesi durumunda, ihtiyati haciz kararının hükümsüz kalacağı ve bu durumun alacaklının alacağını tahsil etme şansını azaltacağı unutulmamalıdır.